Trip Zamanı II - Wien / Bratislava / Budapest

Merhaba arkadaşlar. Slovenya'da günleriniz umarım güzel geçiyordur. Ders kayıtlarıydı, yurda alışmaktı, partilerdi derken artık iyice Slovenya'yı benimsemişsinizdir. O halde zaman, trip zamanıdır :) Vizeler başlamadan önce, tam da bu vakitlerde tripler düzenleyip komşu ülkeleri gezmeye çıkabilirsiniz.

Bu yazımda ise Viyana, Bratislava ve Budapeşte yuvarlağını anlatacağım. Belki de yapılacak en karlı ve en güzel trip budur. Çünkü başladığınız noktaya, bir yuvarlak çizerek dönüyorsunuz. Yani aynı yolu tekrar dönmek zorunda kalmıyorsunuz. Ve bütün bunları yaparken 4 farklı ülkede 6 şehir gezmiş oluyorsunuz.

Peki nasıl mı? Elbette çok kolay. Size en ucuz ve en makul gezi planını anlatacağım. Tabi ki öncelikli tercihiniz, Günübirlik Venedik isimli yazımda da paylaştığım gibi, grup toparlama ve araç kiralama olsun. Ayrıntıları orada görebilirsiniz.

Grup sayınıza göre ister minibüs, isterseniz de binek araç kiralayıp yola çıkabilirsiniz. Bu trip için öngördüğüm süre 4-5 gün arasıdır. Bu süre zarfında, Graz, Maribor, Viyana, Bratislava, Budapeşte ve Zagreb şehirleri gezilecektir. Burada Maribor ve Zagreb şehirleri isteğe bağlıdır. Dilerseniz bu şehirleri plandan çıkartıp, buradaki zamanı diğer şehirlere ayırabilirsiniz. Çünkü, Zagreb ve Maribor, günübirlik gidip gezilebilecek uzaklıktaki şehirlerdir.

Grubu oluşturdunuz, sayıyı belirlediniz ve aracı buna göre kiraladınız. Peki hangi şehirde ne kadar süre vakit geçirmeniz gerekmektedir? Benim yaptığım tripte, sabah erken vakitte yola çıkıp Graz'a 2-3 saat kadar vakit ayırmıştık. Sonra doğrudan Viyana'ya geçmiştik ve esas vakti orada harcamak istemiştik. Aynı günün gece yarısına kadar Viyana'yı dolaştık ve gezdik. Viyana'da kalmamamızın nedeni ise hostel ücretlerinin ve yaşamın çok pahalı oluşuydu. Bunun yerine, Viyana'ya 1 saat uzaklıktaki Bratislava'da geçtik ve geceyi orada geçirdik. Sonra sabah erkenden kalkıp Bratislava'yı kolaçan ettik. Aynı günün akşamı, saat 19.00 gibi yola çıkarak Budapeşte'ye geçtik. Yolculuk yaklaşık 3 saat kadar sürüyor. Geceleyin Budapeşte'de olduk ve hostelimize yerleştik. Sonra tekrar sabah erkenden uyanıp Budapeşte'yi gezdik. Yine ertesi gün de Budapeşte'yi gezdik. Buradan sonra iki ihtimal var. Eğer listenizden Zagreb'i çıkartırsanız, Maribor üzerinden Ljubljana'ya geri dönebilirsiniz. Ama illaki ben Zagreb'i de görecem diyorsanız, ertesi gün sabahtan yola çıkıp, yaklaşık 2-3 saatlik yolculuktan sonra Zagreb'e ulaşmanız gerekiyor. O gün de Zagreb'i gezerseniz, geceleyin Ljubljana'ya dönebilirsiniz. Bu tercihler size ait arkadaşlar. Şimdi gelelim gezinin ayrıntılarına.

Geziye çıkmadan önce kesinlikle ama kesinlikle iyi bir plan yapılmalı, kalınacak hosteller belirlenmeli ve rezervasyonlar yapılmalı, gezilecek yerler bir liste halinde çıkartılmalıdır. Aksi takdirde tribiniz çöpe gider. Çünkü yolda giderken, nereye gitsek, şu yoldan mı gitsek, nerede kalsak soruları ile vakit kaybı yaşarsınız ki; vakit, triplerin vazgeçilmez öğesidir. Temel esasınız, az zamanda çok yer görebilmek olsun. İşte bu yüzden müzeleri gezmeyi pek uygun bulmuyorum. Çünkü bir müzede harcayacağınız 2 saatlik vakit ile 4-5 mekan görebilirsiniz. Ama tekrar diyorum, tercih yine de sizlerin :)

Graz Cadde

Gelelim ilk durağımız Graz'a... Graz oldukça küçük bir şehir. Gelişmiş bir hafif raylı sistemi var. Belediye binasının bulunduğu meydan ve o meydana çıkan cadde, İstanbul'daki İstiklal Caddesi gibi diyebilirim. Etraf tarihi binalarla dolu. Aracınızı merkezde bir otoparka yerleştirdikten sonra o caddeden beri meydana doğru yürüyebilirsiniz. Fakat bu gezi 2-3 saati geçmesin. Çünkü esas gezilecek yer Viyana'dır :) Bunu unutmayın.

Graz Meydan

St. Stephen Katedrali

Graz'a şöyle bir uğradıktan sonra Viyana'ya doğru yola koyulun. Viyana oldukça büyük ve birden fazla merkeze sahip. İçinde kaybolabilirsiniz. Bu yüzden birilerine sormakta ya da Navigasyon kullanmakta fayda var. Şehirde bol bol Türk olduğu için, muhakkak bunlardan birine rastlarsınız. Çekinmeden sorabilirsiniz. Viyana'da ilk durağınız St. Stephen katedrali olsun. Eğer buradan başlarsanız tribe, şehrin en işlek ve kalabalık caddesi boyunca yürüyüp Opera Binası'na ulaşabilirsiniz. O sokak üzerinde yemek yenilebilecek en ucuz mekan, Burger King'tir. Menü fiyatları 10 €'yu bulsa da, hayatınızda bir kere XXXL Whooper menüyü denemenizi öneririm :) Daha sonra ise rotanızı kesinlikle ama kesinlikle, Avrupa'nın en ünlü ve eski dönmedolabını barındıran Viyana Lunapark'ına çeviriniz. Oldukça eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz. Bunun haricinde Parlamento Binası, Mozart'ın Evi gibi gezilecek yerler de var, fakat tercih size kalmış. Geziye başlamadan önce kapsamlı bir araştırma yapmanızı öneririm. Ufak bir not defteriniz olsun ve oraya gezilecek yerleri yazın.

Viyana Lunapark

Viyana'dan sonra Bratislava'ya geçtiniz. Öncelikle Hostel olarak size "Backpacker Hostel"i öneririm. Odaları temiz, bina tarihi ve fiyatları da 12-13 € civarında. Eğer araştırılırsa daha ucuz hosteller bulunabilir, fakat o hosteller hakkındaki yorumları okumakta fayda var. Ben genellikle hostelbookers.com'u kullanıyorum. Buradan bakıp rezervasyonlarınızı yaptırtabilirsiniz. Hostelde geceleyin konakladıktan sonra (Viyana sonrası yorgunluk durumuna bağlı olarak o gece, gece hayatına da akabilirsiniz), sabah erkenden kalkınız. Bu konuda lütfen herkes birbirine saygılı olsun ve "5 dakika daha uyuyim" mantığını lütfen kafanızdan siliniz. Çünkü orada geçireceğiniz her dakika çok değerli. Bu yüzden tribi düzenleyenin kurallarına uyunuz :) Her neyse, sabah kalktınız. Doğrudan "Old Town"un merkezine gidiniz. Zaten size hostel'den gerekli harita ve information vereceklerdir. Zaten Bratislava'da bütün görülecek yerler Old Town'da. Geziye " Hviezdoslavovo " meydanından başamanızı öneririm. Burada haritadaki 9 numaralı Ulusal Tiyatro binasini gördükten sonra yeşil renkle cizdiğim oku takip ederseniz, "St. Martin Katedrali"'ne ulaşırsınız. Daha sonra geldiğiniz yoldan geri dönüp ara sokağa girerseniz, taşlı bir sokağa gireceksiniz. Burada cafeler, restoranlar falan var. Katedral'den sonra kırmızı renkle cizdiğim oku takip ederseniz, "St. Michael" kapısına ulaşırsınız ki, burası Bratislava'nin semboludur. St. Michael kapısının tam altında, yerde bir bronz döküm vardır ve dünyadaki önemli şehirlere uzaklıkları ve yönlerini belirtir. St. Michael kapısını hemen geçince ise, solunuzda "Avrupa'nın en dar evi"ni göreceksiniz. Altında hamburgerci tarzında bir dükkan var. Evi hala kullananlar olduğundan çıkıp incelemek için cat kapı yapmanız lazım :) Şahsen biz dışarıdan fotoğrafını çektik. Yine çizdiğim oku takip ederseniz bir diğer önemli kilise olan ve haritada 32 numara ile gösterilen "Trinitarian Kilisesi" ni göreceksiniz.Bu çizdiğim rotanın dışında görmeniz gereken önemli yapılar "Blue Church" ve tabi ki de "Bratislava Kalesi". Kaleyi en sona bırakmanızı öneririm. Çünkü manzarası harika.

Bratislava Old City Map
Büyük Hali İçin Tıklayınız

Gellert Tepesi'nden Budapeşte 

Parlamento Binası

Bratislava'da bir gün geçirdikten sonra, akşam üzeri fazla geç vakit olmadan Budapeşte'ye geçiniz. Budapeşte'de size önereceğim en ucuz ve en harika hostel, geceliği 3-4 € civarında olan "Riverside Hostel"dir. Hostel, Budapeşte'nin tam göbeğinde yer almaktadır. Nehire olan uzaklığı, yürüme 3-4 dakikadır. Aynı zamanda hostelin bulunduğu ana cadde üzerinde 2 adet Türk kebapçı vardır. Bunlardan Antalya Kebap'ı öneririm :) Hostel ucuz, fakat binası çok eski. Fakat hizmette sınır yok. Kahve, çay bedava. Mutfağını kullanabiliyorsunuz. Yakınlarda market var, oradan kaşar peyniri, sandwich ekmeği ve salam ile güne sağlam bir kahvaltıyla başlayabilirsiniz. Budapeşte'de gezilecek yerler ise saymakla bitmez. Bu yüzden Budapeşte'ye iki gün ayırmanızı önerdim. Bir kere bütün köprülerden geçin. İkinci olarak Avrupa'nın en büyük ikinci parlamento binası olan Macaristan Parlamentosu Binası'nı görün. Gellert Tepesi'ne çıkarak, bütün şehri ayaklarınız altına alabilirsiniz. Yine o tepe taraflarında bulunan Balıkçılar Burcu'nu görebilirsiniz. Parlamento Binası'nın birkaç sokak ötesinde olan St. Stephen Bazilikası'nı görmeden de geri dönmeyin. Bunların haricinde biz Blue Church ve nehrin tam ortasında yer alan Margit Adası'nı gezmiştik. Hava güzelse eğer, kesinlikle o adaya gidin ve 4 kişilik bisikletlerden kiralayarak adayı gezin :) Bu arada, Budapeşte'deki gezilecek yerleri gördükten sonra, bir de geceleyin çıkıp görmenizi tavsiye ederim ;)

Biz Zagreb'i gezme yerine günümüzü Budapeşte'de harcamıştık. Bu yüzden Budapeşte'yi Maribor'a bağlayan yol üzerinden Ljubljana'ya geri dönmüştük. Yol üzerinde ise Maribor'daki arkadaşlara uğrayıp birer kahvelerini içmiştik. Dediğim gibi Zagreb ve Maribor tercihleri sizlere kalmış.

Şimdi gelelim bütün bu trip yaklaşık kaç €'ya mal oldu. Bütün yeme, içme, kalma, hediyelik eşya vs. 250 € civarına denk geldi. Bu arada biz 5 kişi, otomatik vites Citroen C5 kiralamıştık. Yani kiraya ve yakıta biraz fazla para verdik. Eğer minibüs ya da daha alt sınıf bir araç kiralarsanız, bu maliyetin altına da denk gelebilir. Fakat bol bol yemek yiyip, hediyelik eşya alırsanız, maliyet de artabilir. Orası size kalmış artık. Sizlere önerim, tribi düzenleyen kişiye, trip öncesi 150'şer € verip, araç kirası, otoban, yakıt ve otoban paralarının buradan karşılanması şeklindedir. Eğer paraya ihtiyaç olursa, tekrar aranızda toplayıp katarsınız. Eğer trip esnasında bu işi halletmeye kalkarsanız, kimin ne kadar verdiği vs karman çorman oluyor. En güzeli bir kişide paranın toplanması ve bütün hesabı o kişinin tutması. Bütün makbuzları da toplamayı unutmayın. En sonunda hesap yapılıp herkese bilgi verilir.

Bu arada unutmadan şunu da belirteyim. Avusturya'da otobanlar için gişeler kullanılmıyor. Avusturya'ya girer girmez herhangi bir benzinlikte durup otoban stickeri alın. Bir gün Avusturya sınırları içerisinde duracaksanız, 10-15 € verip günlük sticker alabilirsiniz. Eğer bu stickersiz polisler sizin yolunuzu keserseler, yaklaşık 150 € ceza yersiniz, ki örnekleri mevcuttur. Bizim haberimiz olmadığı için almadık, yakalanmadık da. Fakat diğer arkadaş grubumuz yakalanmışlar ve cezayı da paşa paşa ödemişler. Onlardan öğrendik zaten biz de bu durumu :) Bence riske atmaya değmez. Son olarak da sizlere şunu öneriyorum. Gittiğiniz yerlerden muhakkak, o şehre ait bir şeyler alın. İster kupa koleksiyonu yapabilirsiniz, isterseniz çay kaşığı, isterseniz magnet, isterseniz de (benim yaptığım gibi) küçük maket binalar alabilirsiniz. Ben magnet tercih etmedim. Çünkü benim odamda durmayacaksa, neden alayım ki :)

Şimdilik bu triple ilgili aklıma gelenler bunlar. Eğer herhangi bir sorunuz olursa, çekinmeden sorabilirsiniz. Muhtarınız iyi yolculuklar diler... Yolunuz açık olsun :)